Logoterapinin kurucusu ve psikiyatri alanındaki en önemli otoritelerden biri olan Viktor E. Frankl, Nazi soykırımından kurtulan ender kişilerden biridir. Okuru kendisiyle birlikte anlamın anlamı üzerine düşünmeye çağıran Frankl’a göre, insani varoluşun ayırt edici özelliği mutluluk veya haz peşinde koşmak değil, bir anlama sahip olup onu gerçekleştirmeye çalışmaktır. Ve de varoluşsal boşluk çağı dediği günümüzde, anlamla birlikte haz ve mutluluk da sonuç olarak, hiç peşinde koşulmadan gelecektir. Kitabın ilk bölümü Frankl’ın kurucusu olduğu ve sonraları ‘logoterapi’ diye adlandırılan psikoterapi yönteminin teorik temellerine ayrılmış. Ancak bu teorik bölümde bile Frankl’ın her zaman yaşamın içinden konuşan, şefkatli sesi duyuluyor. İnsani varoluşun trajik üçlüsü dediği; acı, ölüm ve suçluluk duygusuyla yüzleşmeye çağırıyor bizi Frankl. Kitabın ikinci bölümü logoterapi uygulamalarından söz ediyor. Burada Frankl kendi...
Bu kitapta, logoterapinin öncüsü Viktor E. Frankl, kitle nevrozu boyutuna ulaşan varoluşsal boşluğun altını çiziyor. İnsanın anlam arayışı; terapide bulunması gereken ve terapinin amacını oluşturması göz ardı edilemeyecek bir durumdur. Yazar bu görüşünü örnekler vererek desteklemektedir. Örneğin; Amerika’da intihar girişiminde bulunmuş üniversite öğrencileriyle yapılan ankette, katılanların çoğu girişim nedenlerini ‘yaşamın anlamsızlığına’ bağlamaktadırlar. Üstelik sosyal açıdan aktif, aile ilişkileri iyi ve akademik anlamda başarılı olmalarına rağmen. Bu durum sadece üniversite çevresiyle sınırlı kalmamaktadır. İnsan, her imkâna sahip olsa bile anlamı yakalayamadığında doyuma ulaşamamaktadır. Frankl’a göre her vaka için geçerli olmasa da ‘insanın anlam arayışı’ ortaya çıktığı durumda, geleneksel psikoterapi yetersizdir ve insana yaşam anlamını katmadan onu iyileştiremeyebiliriz. İyi koşullara rağmen mutsuz olanların yanında, kitapta yer alan mektupta olduğu gibi, tüm zorluklara...
“Psikoterapi ve teoloji, bilim ve inanç çok uzun süre birbirleriyle boşuna mücadele ettiler veya birbirlerini yok saydılar; insanın –duruma göre– selameti ya da şifası için faydalı olmaya çalışan bu dallar arasında artık içten bir söyleşi yapma cesaretini göstermenin zamanı geldi. Bu amaçla 1984 yılının Ağustos ayında, Viyana’da tarafsız ve samimi bir diyaloğumuz oldu; bu diyalog ikimize de yeni ve geniş ufuklar açtı. Okur, en azından bizim için çok verimli olan bir görüş alışverişinin dışa vurumunu bulacaktır bu kitapta. ” Viktor Frankl – Pinchas Lapide Viktor E. Frankl, ardında çok geniş kapsamlı bir külliyat bıraktı. “Tanrı Arayışı ve Anlam Sorunu” adlı kitap, basılmış diğer kitapların arasında yer almıyor çünkü 2004 Mayıs’ında orijinal el yazması ve eserle ilgili ses kayıtları Frankl’ın özel...
Viktor E. Frankl'ın merkezi tezlerini kaydettiği Tıbbi Ruhsal Bakım, yazarın ana eserlerinden biridir ve deyim yerindeyse psikoterapinin mitolojisini sökmeye ve tıbbın yeniden insanlaştırılmasına adanmış bir çağrı niteliğindedir. En son 1982'de hafifçe revize edilen eserin önsözünde Frankl şöyle yazmıştı: "Ama dediğim gibi, kitap sadece her zaman değil, aynı zamanda tekrar güncel olmalıdır. Bu, en azından 'İşsizlik Nevrozu' gibi bir bölüm için geçerli olabilir ve 'Toplama Kampının Psikolojisi' bölümünün bir daha güncel hale gelmesinden kurtulursak sevinmeliyiz." Viktor E. Frankl'ın 100. doğum günü olan 26 Mart 2004 tarihinde bu yeni baskı yayınlandı ve ilk kez "Kişi üzerine on Tez" ile desteklendi.
“Ben sadece iki dalda uzman olan bir doktor değil, dört toplama kampında sağ€ kalmayı› başaran biriyim de. Bu nedenle de tüm zorlamaların üstesinden gelirken, en kötü ve en zor koşullarla karşı karşıya kalınsa bile, direnç göstermeyi, insanın özgürlüğünü, ‘Ruhun Meydan Okuması’ dediğim şeyin gücünü kullanmayı› bilirim.” Viktor E. Frankl Viktor Frankl, “Ruhun Meydan Okuması” ile ilk bakışta çeşitli metinlerinde tekrarladığı, Nietzsche’den alıntıları çağrıştıran, benzer bir konsept sunmuştur: “Yaşamak için bir nedenin varsa, her şeye katlanılır.” Nietzsche’de “katlanmak” pasif bir şekilde geçerli olurken, Frankl bunu aktif “Ruhun Meydan Okuma Gücü”ne dönüştürür: “Yaşamak için bir nedeni olan, hemen her şeye bir şekilde katlanır.” “Dirençli olma” ve “ruhun meydan okuma gücü” birbiriyle nasıl ilişkilendirilir? Bu kitapta, iki kavram arasındaki farklılık ve benzerlikleri dile...