Sohrab Sepehri renklerin insanıdır. En çok da mavinin. Rengi ışığın acısı olarak tanımlayan Goethe’nin sözü, onun fırçasından tuvale geçer. Onun şiirleri bir tablonun renkleriyle doludur. Resimleri de şiirin imgelerinden beslenmiştir. Yayınevimiz Sohrab Sepehri’nin Yalnızlığımın Çinisi isimiyle yayımladığı şiir kitabından sonra, onun düz yazılarıyla da başka bir Sohrab’ı okurlarla tanıştırmaktadır. Haşim Hüsrevşahi’nin uzun emekler sonucu Türkçeye kazandırdığı Mavi Ses, Sohrab’ın ruhuna ve yalnızlığına bir selamdır.
“bana gelirseniz şayet hiçistanın ardındayım! hiçistanın ardında bir yer var hiçistanın ardında havanın damarları toprağın en uzak yığınında açan çiçeklerden haber getiren habercilerle doludur. kumlar üzerinde, şakayık miracı tepelerine yol alan zarif atlıların toynaklarının izi var. hiçistanın ardında istek şemsiyesi açıktır susamışlık meltemi bir yaprağın dibine koşsun diye yağmurun çanları çalınır insan burada yalnızdır ve bu yalnızlıkta bir karaağacın gölgesi sonsuza dek akmakta. bana gelirseniz şayet yavaş ve yeğni gelin yalnızlığımın ince çinisi çatlamasın...”