Erken Tarih profesörü ve Pers araştırmalarında saygın bir uzman olan Josef Wiesehöfer, Antik İran tarihinin, toplumunun ve medeniyetinin renkli ancak bir o kadar da sade bir tasvirini bizlere sunuyor. Rahat okunabilen bu anlatımın cazibesi, kuşkusuz son derece değerli Pers kaynaklarının derinlemesine araştırılmasında saklıdır. Yakın zamana kadar Antik Pers tarihi, Avrupa perspektifinden anlatılıyordu. Bunun başlıca nedeni kaynakları doğru ifade edebilecek Eski ve Orta Pers dili konusunda yaygın olmayan bilgilerdir. M.Ö. 5. yy’ın ilk çeyreğinde Greklerin, Pers istila denemelerini geri püskürttükleri o büyük çarpışmada Avrupalı olarak kazananlar tarafında olduğu biliniyorken, bu dilleri öğrenmenin gereği neydi? Tarih yazımı hem geçmişte hem de günümüzde hâlâ sıkça sadece kazananların söylemlerine dayandırılır. Bu tutum keşifte üzücü bir ihmale en azından eski Doğu halklarının en önemlilerinden biri...
“Biz insanlar, gezegenimizi ve iklimimizi yok etme veya kurtarma gücüne sahip tek türüz.” Dalai Lama Batı yarımküredeki 9 Ocak 2021 akşamı dünya çapında yaklaşık bir milyon izleyici Budizm’in 86 yaşındaki Tibetli önderi ve 18 yaşındaki İsveçli iklim aktivistinin arasındaki konuşmaya tanıklık etti. İklim Geri Bildirim Döngüleri odaklı bu etkinlik, kurucu ortakları arasında Dalai Lama’nın da bulunduğu, 30 yıllık bir organizasyon olan Mind & Life Institute tarafından gerçekleştirildi. Dalai Lama’nın ve Greta Thunberg’in dünyanın şimdiye kadar karşı karşıya bulunduğu en büyük zorluk hakkında konuşmak için bir araya gelmesi bizlere umut verdi. Buna nasıl cüret edersiniz? Bu, Greta Thunberg’in 2019’da Birleşmiş Milletler’e uyarı çağrısındaki sorusuydu. Evet, buna nasıl cesaret edebiliriz? Uyanmaya cesaret edecek miyiz? Bu kitap soruları birlikte cevaplamamıza, tüm insanlar ve...
İnsanlar ortadan kaybolursa köpeklere ne olur? Köpekler biz olmadan kendi başlarına hayatta kalabilirler mi? Köpeğin Dünyası, köpekler için insan sonrası bir gelecek hayal ediyor. Onların nasıl hayatta kalacağını hatta muhtemelen nasıl gelişebileceklerini ortaya koyuyor. Bu yeni ve devrim niteliğindeki bakış açısının şu anda onlarla kurduğumuz iletişime nasıl rehberlik edebileceğini de açıklıyor. Köpekler ve vahşi akrabalarının yaşamları ve davranışlarıyla ilgili biyoloji, ekoloji ve en son bulgulardan yararlanan, günümüzün köpekler hakkında en yenilikçi düşünürlerinden ikisi olan Jessica Pierce ve Marc Bekoff üremeye doğrudan insan müdahalesi olmadan köpeklerin nasıl olabileceğini araştırıyor. Pierce ve Bekoff, köpeklerin nasıl çabuk öğrenen, son derece uyumlu ve fırsatçı olduklarını gösteriyorlar ve onların zaten kendi başlarına hayatta kaldıklarına ve bunu bizsiz bir dünyada da başarabileceklerine dair ikna edici kanıtlar...
“Sümerler, gerçek anlamda ancak 20. yüzyılda keşfedildiler. Onlarla ilgili bilgilerimizi biçimlendiren kanıtların çoğu, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasında yapılan kazılarda gün yüzüne çıktı. Bunlarla ilgili olarak yapılan yayınlar artık kütüphaneleri doldurmaktadır. Bu arada yüzlerce bilim adamı, Sümerlerin nereden geldikleri ve erken tarihlerinin seyri hakkında bilgi vermeden önce, onların yaşamları, dinleri ve kültürleriyle ilgili pek çok şeyi açıklayan binlerce çivi yazısını çözmek için uğraştılar ve halen uğraşmaktadırlar.” Helmut Uhlig, “Tarihin Başlangıcındaki Bir Halk: Sümerler” adlı bu kitabında, elde edilen maddi verilerden hareketle, bir büyük uygarlığın kuruluşunu, gelişimini ve günümüze devrettiği kültürel-sanatsal mirasını inceleyerek, bizi keyifli ve öğretici bir tarih yolculuğuna çıkarıyor.
“Tanrı başlangıçta kadındı” Bu, Helmut Uhlig’in erken insanlık tarihindeki dişilin rolü üzerinde provokatif savıdır. Yazar bu savın üzerine yazdığı kitabıyla “Ulu Ana” olarak sayılan, tapınılan kadının yaşamın anlamlı merkezinde gizemli bir şekilde uzaklaştırıldığı insanlık tarihinin en heyecanlı dönemlerine götürüyor. Yaklaşık 5000 yıl önce başlayan bu devrim, insanların gelişimini nasıl etkiledi? Ve cinsiyet eşitliği için uğraşan bugünün toplumunda ne gibi sonuçlar doğurdu? “Dişilin dünya Dini” için yenileştirilmesi insanlığın geleceğini güvence altına alabilir mi? Helmut Uhlig, çok ilginç çizimlerin de yer aldığı eserinde en erken tarihlerdeki kadınsı olanı okura özetliyor. Neandertal adamın, mağara yaşamının, Megalitik Dönem’in ve Kuzey’in kanıtlarının zincirini, taş ve tapınak yapıların izlerini Bretonya’dan Dordogne’a, Malta tapınaklarına, Çin ve Hindistan’a kadar sürüyor.